Atasözleri Destanı
Tut atalar sözünü kalb-i selim ol
Gönülden gönüle yol var demişler
Gider yavuzluğun tab'-ı halim ol
Sert sirke küpüne zarar demişler
Bilirsin alçağa akmaktadır su
Kamilin cahile nasihati bu
İkrarını gözet olma abesgu
Birdir iman ile ikrar demişler
Akibet- endiş ol gönül dibelik
Yetişmez mi sana bu nümünelik
Kaçan loru kuşu bulsa bir kemik
Evvel ölçer sonra yutar demişler
Her kara uzatma elin eteğin
Yel kovana döner ahır emeğin
Nitekim şaşkını gölde ördeğin
Başın kor kıçından dalar demişler
Aldanma cihanın sakın varına
Düşmeyegör onun ah-ü zarına
Bugünkü işini koyma yarına
Yar yıkıldığı gün tozar demişler
Kestim Bu arsada ben de bir koyun
Meydan-ı hünerde gel sen de soyun
Feleğin zoruna dayanmaz oyun
Katı zor oyunu bozar demiyler
Gerçi çok cihanda boşa yelenler
Kande bilmeyenler kande bilenler
Eskiden adettir dağdan gelenler
Bağda olanları kovar demişler
Dediler bu pendi sordumsa kime
Tuz ekmek bilmeze müşkilin deme
Kül kömür ye namert lokmasın yeme
Gün olur başına kakar demişler
Abestir her vara yoğa koşanlar
Gahi doğru gahi eğri aşanlar
Ağlamaz ne demek kendi düşenler
İki gözü çeşme akar demişler
(İki gözü bile çıkar demişler)
Arzeyle bu pendi kendi özüne
Dost addetme her güleni yüzüne
İncinme dostunun doğru sözüne
Doğru söz insana batar demişler
Eski mesellerle eylersin amel
Kırkların birine olursun bedel
Usulü manayı bilmeyen eçhel
Solağına davul çalar demişler
Bir mürşid-i kamil bulmayanlara
Pirler nasihatın almayanlara
Sözünün ispatı olmayanlara
Dipsiz kile bomboş anbar demişler
Eşkin at yanına koşulsa güre
Huy alır huyundan ol göre göre
Hızmet eyler isen eyle bir ere
Su aktığı yere akar demişler
Çarsu-yü dehrinde nice toz kopar
Ol vakti gözeten çok tekke kapar
Helalzade gelir pazarlık yapar
Haramzade pazar bozar demişler
Adetullah budur ezel-ü ebad
Kul kula sebeptir ey dil-i naşad
Baya geda hizet etmekte murad
Bal tutan parmağın yalar demişler
Dilden ister isen gıll-ü gış gide
Meta-ı razını açma haside
Kıyma müşteriye az al faide
Altın da satanlar umar demişler
Yar ile ettiğin kavle ver karar
Kar etmezsen bari eyleme zarar
Aza kanaat et olma tamahkar
Ucuz satan tezcek satar demişler
Ham tamahı gel sen terk eyle elden
Elinden çıkmasın der isen özken
Deve ahu gibi boynuz isterken
İki kulaktan da çıkar demişler
Hileyi İrtikab etme kıl hazer
Denilsin namına bir er oğul er
Sen elin kapısın kakarsan eğer
El de senin kapın kakar demişler
Irzıyla varamaz eşkıya eve
Uslu gez kim seni kamiller seve
Harden büyük at var attanda deve
Deveden de büyük fil var demişler
Güneş balçık ilen sıvanmaz ey dil
Bi-zeban da olsa bellidir kamil
Kendüden gayruyu beğenmez cahil
Kendi çalar kendi oynar demişler
Talib-i marifet çekerse emek
Yöğrak at artırır yemin giderek
Şaire ses ile saz-ü söz gerek
Yalınız taş duvar olmaz demişler
Kuy-ü dildaraya eylersen akın
Hele gafil olma etrafa bakın
Kada yürü izin belirtme sakın
Arif olur el tez duyar demişler
Doyar mı can-ü dil bus-ü kenare
Hicran-ü aşk ile leb pare pare
Ne giderse gitsin visal-i yare
Bir vuslat hezaran dinar demişler
Gerek şaki olsun gerekse said
Kereminden kerim eylemez baid
Dergah-i Mevla'dan sen kesme ümid
Gün doğmadan neler doğar demişler
Kani ol lokmanaher urz-ü şebe
Eller konar topladığın şhedebe
Bilirsin atalar biryerde debbe
Yıkılır bir yerde dolar demişler
Yırtıcı kuşların ömürleri az
Bir tek ipte iki cambaz oynamaz
Şehrahta kuyuyu kametince kaz
Ez kaza ayağın kayar demişler
Yüzüm yerde tenim Hak ile yeksan
Serim kavgalarda halim perişan
Gözlerim cemal-i canana hayran
Gönül masumudur umar demişler
Levni nasihatı pirlerin böyle
Durub-ı emsalden hazm ile söyle
Meydan-ı hünerde ağırlık eyle
Ağır bassa beğni ağar demişler
Gönülden gönüle yol var demişler
Gider yavuzluğun tab'-ı halim ol
Sert sirke küpüne zarar demişler
Bilirsin alçağa akmaktadır su
Kamilin cahile nasihati bu
İkrarını gözet olma abesgu
Birdir iman ile ikrar demişler
Akibet- endiş ol gönül dibelik
Yetişmez mi sana bu nümünelik
Kaçan loru kuşu bulsa bir kemik
Evvel ölçer sonra yutar demişler
Her kara uzatma elin eteğin
Yel kovana döner ahır emeğin
Nitekim şaşkını gölde ördeğin
Başın kor kıçından dalar demişler
Aldanma cihanın sakın varına
Düşmeyegör onun ah-ü zarına
Bugünkü işini koyma yarına
Yar yıkıldığı gün tozar demişler
Kestim Bu arsada ben de bir koyun
Meydan-ı hünerde gel sen de soyun
Feleğin zoruna dayanmaz oyun
Katı zor oyunu bozar demiyler
Gerçi çok cihanda boşa yelenler
Kande bilmeyenler kande bilenler
Eskiden adettir dağdan gelenler
Bağda olanları kovar demişler
Dediler bu pendi sordumsa kime
Tuz ekmek bilmeze müşkilin deme
Kül kömür ye namert lokmasın yeme
Gün olur başına kakar demişler
Abestir her vara yoğa koşanlar
Gahi doğru gahi eğri aşanlar
Ağlamaz ne demek kendi düşenler
İki gözü çeşme akar demişler
(İki gözü bile çıkar demişler)
Arzeyle bu pendi kendi özüne
Dost addetme her güleni yüzüne
İncinme dostunun doğru sözüne
Doğru söz insana batar demişler
Eski mesellerle eylersin amel
Kırkların birine olursun bedel
Usulü manayı bilmeyen eçhel
Solağına davul çalar demişler
Bir mürşid-i kamil bulmayanlara
Pirler nasihatın almayanlara
Sözünün ispatı olmayanlara
Dipsiz kile bomboş anbar demişler
Eşkin at yanına koşulsa güre
Huy alır huyundan ol göre göre
Hızmet eyler isen eyle bir ere
Su aktığı yere akar demişler
Çarsu-yü dehrinde nice toz kopar
Ol vakti gözeten çok tekke kapar
Helalzade gelir pazarlık yapar
Haramzade pazar bozar demişler
Adetullah budur ezel-ü ebad
Kul kula sebeptir ey dil-i naşad
Baya geda hizet etmekte murad
Bal tutan parmağın yalar demişler
Dilden ister isen gıll-ü gış gide
Meta-ı razını açma haside
Kıyma müşteriye az al faide
Altın da satanlar umar demişler
Yar ile ettiğin kavle ver karar
Kar etmezsen bari eyleme zarar
Aza kanaat et olma tamahkar
Ucuz satan tezcek satar demişler
Ham tamahı gel sen terk eyle elden
Elinden çıkmasın der isen özken
Deve ahu gibi boynuz isterken
İki kulaktan da çıkar demişler
Hileyi İrtikab etme kıl hazer
Denilsin namına bir er oğul er
Sen elin kapısın kakarsan eğer
El de senin kapın kakar demişler
Irzıyla varamaz eşkıya eve
Uslu gez kim seni kamiller seve
Harden büyük at var attanda deve
Deveden de büyük fil var demişler
Güneş balçık ilen sıvanmaz ey dil
Bi-zeban da olsa bellidir kamil
Kendüden gayruyu beğenmez cahil
Kendi çalar kendi oynar demişler
Talib-i marifet çekerse emek
Yöğrak at artırır yemin giderek
Şaire ses ile saz-ü söz gerek
Yalınız taş duvar olmaz demişler
Kuy-ü dildaraya eylersen akın
Hele gafil olma etrafa bakın
Kada yürü izin belirtme sakın
Arif olur el tez duyar demişler
Doyar mı can-ü dil bus-ü kenare
Hicran-ü aşk ile leb pare pare
Ne giderse gitsin visal-i yare
Bir vuslat hezaran dinar demişler
Gerek şaki olsun gerekse said
Kereminden kerim eylemez baid
Dergah-i Mevla'dan sen kesme ümid
Gün doğmadan neler doğar demişler
Kani ol lokmanaher urz-ü şebe
Eller konar topladığın şhedebe
Bilirsin atalar biryerde debbe
Yıkılır bir yerde dolar demişler
Yırtıcı kuşların ömürleri az
Bir tek ipte iki cambaz oynamaz
Şehrahta kuyuyu kametince kaz
Ez kaza ayağın kayar demişler
Yüzüm yerde tenim Hak ile yeksan
Serim kavgalarda halim perişan
Gözlerim cemal-i canana hayran
Gönül masumudur umar demişler
Levni nasihatı pirlerin böyle
Durub-ı emsalden hazm ile söyle
Meydan-ı hünerde ağırlık eyle
Ağır bassa beğni ağar demişler
Kaynak: Edirneli Levni
Yöre: Edirne
Görüntüleme: 4852